İsveç'te TikTok platformu da dahil olmak üzere sosyal medyanın önde gelen aktörleri İsveç'te çocukları elinden alınan aileler ve sosyal hizmetler çalışanlarının uygulamalarına yönelik ciddi eleştirel ve tepkili yayınlar bulunuyor.
Kasım ayının sonunda, Libyalı imam Müftü Sadiq Al-Gharyani, İsveç'i eleştiren bir konuşma yaptı ve sosyal hizmetin Müslüman çocukları Hristiyan yapmak için kaçırdığını iddia etti.
Libya'daki Dar Al Iftaa sitesinde yayınlanan video klipte İmam Sadiq Al-Gharyani, "Çocuklarınızı alıp Hristiyanlaştırmalarına izin vermeyin" diyerek İsveç'in müslüman aileler için zor bir ülke olduğunu ileri sürdü.
Bu konuşma bir anda sosyal medya üzerinden on binlerce kişi tarafından paylaşıldı ve İsveç Sosyal Hizmetler Kurumu'na karşı tepkiler çığ gibi büyüdü. İsveç'te çocukların zorla alındığı ve özellikle Müslüman çocukların Hristiyanlarştırma çabası olduğu yönündeki iddialar Sosyal Hizmetler Bakanı Camilla Waltersson Grönvall'a soruldu.
Sorumlu bakan sosyal medya üzerinden yürütülen bir dezenformasyon kampanyası olduğunu belirterek suçlamaları kabul etmek mümkün değil yorumu yaptı.
Sosyal Hizmetler Bakanı Camilla Waltersson Grönvall, "Çok net olmak istiyorum: İsveç mevzuatı cinsiyet veya dine karşı ayrımcılık yapmaz. İsveç'in sosyal hizmetleri asla çocukları kaçırmaz" dedi.
Konuya ilişkin bir değerlendirme de SSR Akademisyenler Derneği başkanı Heike Erkers'den geldi.
Erkers, İsveç'te çocukları kaçırmıyoruz. Çocukları koruyan bir yasamız var, çocuğa yönelik şiddeti başaramadığımız gün, hukukun üstünlüğü ve demokratik bir toplum ilkeleriyle bağlantılı olan "çocukların tam koruma hakkına sahip oldukları yerde" de başarısız olmuş oluruz ifadeleri kullandı.
Son zamanlarda İsveç Sosyal Hizmetleri'nin özellikle Müslüman ailelerin çocukları gereksiz bahanelerle almalarda artış olduğu, aile ve inançlarına hassasiyet göstermedikleri yönünde çok ciddi eleştiriler bulunuyor. Bazı sosyal medya hesaplarından çocukların aileden alınma şekli ile ilgili video görüntüler olmak üzere, daha sonrasında Müslüman aile çocuklarının koruyucu ailelere verilirken inançsal hassasiyetlerin göz önünde bulundurulmadığı konuları çok yoğun şekilde tartışılıyor.