BM İnsan Hakları Konseyi tarafından ırksal adalet ve eşitliğin geliştirilmesi konusunda bağımsız uzmanlardan oluşan bir grup Cuma günü yaptığı açıklamada, İsveç'in sistematik ırkçılıkla mücadele çabalarını hızlandırması ve polis ile azınlık grupları arasındaki güveni yeniden tesis etme stratejilerine odaklanması gerektiği uyarısında bulundu.

31 Ekim-4 Kasım tarihleri ​​arasında ülkeyi ziyaret eden Uluslararası uzman grubu, ırk ayrımcılığıyla mücadele için mevcut yasal ve düzenleyici tedbirler hakkında bilgi topladı.

Araştırma grubu başkanı Yvonne Mokgoro, "Özellikle kolluk kuvvetleri ve ceza adaleti sistemi ile etkileşimlerle ilgili olarak, yaşamın her alanında ırk veya etnik kökene göre ayrıştırılmış verilerin toplanması, yayınlanması ve analizi, sistematik ırkçılığa verilecek yanıtları tasarlamak ve değerlendirmek için önemli bir unsurdur"  dedi.

Mokgoro, "İsveç'in sistematik ırkçılıkla mücadele için bu verileri toplaması ve kullanması gerekiyor" yorumunda bulundu.

Araştırma grubu başkanı ile birlikte, alanında uzman Tracie Keesee ve Juan Méndez Stockholm, Malmö ve Lund'da uygulama ve ceza adaleti sistemi alanlarının ele alındığı ve İsveç'in hukuk bağlamında ayrımcılık yapmama konusundaki insan hakları yükümlülüklerini yerine getirirken karşılaştığı hem iyi uygulamalara hem de zorluklara odaklanan toplantılar ve görüşmeler gerçekleştirdi.

Mekanizma, ülkedeki ırk sınıflandırmalarını çevreleyen tarihsel hassasiyeti anlıyor olsa da uzmanlar, İsveç makamlarının ırka göre ayrıştırılmış verileri toplama konusundaki isteksizliğinden "derin endişe duyduklarını" söylediler.

Çalışma rapordunda, "İsveç'teki nüfusun çoğunun genel olarak polise güvendiğini duyduk, ancak ırksallaştırılmış toplulukların üyelerinden aldığımız ifadelerin çoğu, baskıcı bir polis varlığından, ırksal profillemeden ve keyfi durdurma ve aramalardan korkuyordu" ifadelerine yer verildi.

Polis güvenini geri kazanmalı

Adalet, İstihdam ve Dışişleri Bakanlıklarının yanı sıra Ulusal Suç Önleme Konseyi (Brå), Parlamento Ombudsmanı ve Eşitlik Ombudsmanı Ofisleri ve İsveç Polis Otoritesi, Hapishane ve Veraset Hizmetleri (Kriminalvarden) üyeleriyle bir araya gelindi.

Araştırma uzmanı: "İsveç, yalnızca polis müdahalesine dayanmayan güvenlik tanımını genişletmeli" dedi.

Uzman, "Polis, İsveç'in gerçek çok kültürlü toplumunu yansıtacak şekilde personelini çeşitlendirmek de dahil olmak üzere, hizmet ettikleri topluluklar arasında güvenlerini yeniden tesis edecek stratejilere odaklanmalıdır" diye ekledi.

Mekanizma ayrıca İsveç Ulusal İnsan Hakları Kurumu üyeleri, sivil toplum temsilcileri ve etkilenen toplulukların yanı sıra İsveç Polis Otoritesi üyeleriyle de görüştü.

Hapishane ziyaretleri yapıldı

Ayrıca araştırma grubu, Stockholm ve Malmö'deki polis gözaltı ve mahkeme öncesi gözaltı merkezlerini ziyaret etti ve yapılan ziyaretlerde "hücre hapsine aşırı başvuru" konusunda endişeler olduğuna dair bilgiler elde edildi.

Juan Méndez, İsveç'i "Nelson Mandela Kurallarına – eskiden BM Mahpuslara Uygulanacak Muameleye İlişkin Asgari Standart Kurallara – tam olarak uymaya ve gözaltı alternatiflerine ayrıcalık tanımaya çağırdı.

Çalışmanın raporlanması 

Araştırma grubu elde ettiği ön bilgileri Hükümetle paylaştı ve önümüzdeki aylarda yayımlanacak ve İnsan Hakları Konseyi'ne sunulacak bir rapor hazırlayacak.

Yvonne Mokgoro, "Polis eğitimi ve nefret suçlarının soruşturulmasına tahsis edilen kaynaklar da dahil olmak üzere nihai raporumuzda vurgulayacağımız iyi uygulamaları yanımıza alacağız" dedi.

Bağımsız uzmanlar, Cenevre merkezli BM İnsan Hakları Konseyi tarafından   belirli bir insan hakları temasını incelemek ve rapor vermek üzere atanır. Pozisyonlar fahridir ve çalışmaları için ücret almazlar.

Editör: İskandinavya Gündemi