TEKNOLOJİ

Cep telefonunu yatak odanızdan çıkarın çünkü...

Yapılan araştırmalar cep telefonları ile Parkinson ve Alzheimer hastalığı arasında ilişki olduğunu ortaya koyuyor. Gençlerde bile görülmeye başlanan Parkinson ve Alzheimer ile cep telefonu arasında nasıl bir ilişki var?

Cep telefonu kullanımı günümüzde çocuklara kadar inmiş durumda. Üstelik cep telefonları gün içinde uzun saatlerce hatta gece yatağımızın baş ucunda dahi bizimle beraber. Cep telefonu ile bu denli yakın ilişkimiz peki nelere yol açıyor? Dünyada cep telefonlarının sinir sistemlerine yönelik zararı olup olmadığı konusunda araştırmalar yapılıyor. Gün içinde saatlerce kullandığımız ve sinyal yayan cep telefonları bize ne gibi zarar veriyor? Cep telefonu kullanımı çocuk yaşa kadar inmişken, cep telefonları genç yaştakilere nasıl zarar veriyor? Halk arasında yaşlı hastalıkları olarak bilinen Parkinson ve Alzheimer hastalığı ile cep telefonu arasında ilişki saptandı. Prof. Dr. Temel Yılmaz, Gazete Habertürk’teki köşesinde cep telefonu ile Parkinson ve Alzheimer hastalığı arasındaki bağlantıyı kaleme aldı. Parkinson, eskilerde 65 yaş üstü hastalığı olarak bilinirdi fakat artık yaşlı hastalığı değil. Parkinson, 40 yaş üstü popülasyonda giderek artıyor. Özellikle son yıllarda Parkinson hastalığının daha genç yaşlarda ortaya çıkması bilim insanlarını araştırmaya sevk etti. Danimarka’da 400 bin kişinin üzerinde yapılan değerlendirmede, cep telefonu kullanımı ile Parkinson ve Alzheimer hastalığı arasında bir ilişki olduğu saptandı. Peki gün içinde saatlerce cebimizde taşıdığımız, yatarken bile yanı başımızda tuttuğumuz cep telefonları bu hastalıklara nasıl yol açıyor?

Cep telefonunu kapamak çözüm değil. Telefon kapalıyken dahi elektromanyetik dalga yaymaya devam ediyor.

TELEFON UYKUDA DAHA ÇOK ETKİLİYOR! Cep telefonları kapalı da olsa elektromanyetik dalga yayıyor, her 30 saniyede bir, baz istasyonuna sinyal gönderiyor. Telefon uykuda daha çok etkiliyor. Bu elektromanyetik dalgalarla “meningioma glioma” gibi beyin tümörleri, Alzheimer ile birlikte Parkinson oranı da artıyor. Parkinson’u tetikleyen diğer önemli neden, gelişen teknolojiyle beyin fonksiyonlarını daha az kullanır olmamız. Artık hafızaya fazla gereksinim duymuyoruz; yol bulmak, isim hatırlamak, toplantı tarihleri için artık elimizde akıllı telefonlar var. Giderek yeni kuşaklarda beyin fonksiyonlarına daha az ihtiyaç duyulur oldu, bu da Parkinson gelişimine zemin hazırlıyor.

"BİR NUMARALI SEBEBİ DOĞAL OLMAYAN YAŞAM ŞEKLİMİZ" Cep telefonunun Alzheimer ve Parkinson üzerine etkisi hakkında Haberturk.com'a konuşan Nörolog Doç. Dr. Barış Topçular, "Hem metobolik problemler hem de bizim nörolojik hastalıklar dediğimiz hastalık grubunda yani Parkinson ve Alzheimer hastalığında genel olarak bir artış var" diyor.

Doç. Dr. Topçular, "Çalışmalara bakacak olduğumuzda esasen bunun bir numaralı sebebi bizim doğal olmayan yaşam şeklimiz. Yani yemeklerdeki koruyucu gıdalar, hazır gıdalar, çevresel faktörler... Bunların dışında en önemlisi içinde bulunduğumuz kablosuz internet ağları, cep telefonu ağları, baz istasyonları elektromanyetik alanlar. Bunların tabii ki hepsi esasında beyin için fizyolojik olmayan yani beyne zarar veren şeyler. Beyne ve vücuda toksik yani zararlı etki yapıyor. Beynin zarar gördüğü durumlarda, bizim en sık gördüğümüz tablo da nörolojik hastalıklar. Muhtemel bu sebeptendir ki artık hem Parkinson hem de Alzheimer'ı çok erken yaşlarda görüyoruz" diyerek tehlikenin boyutunu anlatıyor.

"Daha önceden erken yaşlardan itibaren görüyorduk ama bunların hemen hemen hepsi bizim ailevi formlar dediğimiz genetik bozukluklardı. Ama şimdi ailevi formda olmayan hatta genetik bozukluk saptanmayan ve muhtemelen çevresel faktörlere bağlı olduğunu düşündüğümüz Parkinson da Alzheimer da artık çok genç yaşlarda oluyor" diyen Doç. Dr. Barış Topçular, "Benim takip ettiğim 40'lı yaşlarda başlayan çok sayıda Parkinson ve Alzheimer hastam var, genetik sebeplere bağlayamadığımız. Bunlar da yüzde 90'ın üzerinde olsılıkla artık günümüz insanının doğal şartlarda yaşayamıyor olmasıyla alakalı" diyor.

Anne karnındaki cenin de etkileniyor mu? "Yapılan çalışmalara bakacak olursak, otizmdeki artış ve davranışsal gelişimsel bozuklukların ya da doğumsal zeka geriliklerindeki artışların sebebinin, esasında hem kimyevi hem de elektromanyetik olarak kendimize zarar vermemiz olduğuna bağlıyorlar”

TELEFONU KAPATMAK DA ÇÖZÜM DEĞİL! Doç. Dr. Barış Topçular, telefonun zararından kapalıyken bile kurtulamadığımızı belirtiyor: "Sık yaptığımız hatalardan bir tanesi telefonun alarmı çalsın diye telefonu yanı başımızda tutmak. Hatta diyorlar ki ben kapatıyorum sadece alarmı çalıyor ancak o telefon kapalı olduğunda dahi elektromanyetik olarak esasında aktif. Çünkü o telefona gelen bir radyofrekans dalga oluyor.

Bu yüzden sadece çocuklar için değil bizim için de aynı şekilde mümkün olduğunca günde bir iki saatten fazla kullanmamalıyız hatta yakınımızda bile açık olarak bulundurmamalıyız. Hem çocuklar için hem de bizim için... Tabii ki çocuk dediğimiz gelişmekte olan bir birey olduğu için hasara bizden çok daha fazla açık, onlar için çok daha ağır sorunlar yaratabilir. Onlarda daha da dikkat etmek gerekiyor ancak bu biz yetişkinler için de geçerli..."

CEP TELEFONUNU UZAKTA TUTARSAK KORUNUR MUYUZ? Birçok kişi cep telefonunun sinyallerinden etkilenmemek için telefonu yatağın altına koyma yoluna başvurur. Peki cep telefonunu uzakta tutarak, zararlı etkilerinden korunmak mümkün mü? Bu konuyla ilgili olarak Doç. Dr. Barış Topçular, "Net bir şey söylemek kolay değil. Çünkü bir taraftan baz istasyonları ve kullandığınız telefonun yani kullandığınız elektromanyetik cihazın çekim gücü çok etkili. Ancak en ideali telefonu kapalı bir şekilde, nereden baksanız 4-5 metre uzaklıkta tutmak olur" diyor.

"TELEFON AMBALAJLARINDA UYARI BULUNMALI" Bir hayır kuruluşu olan Environmental Health Trust, çok sayıda araştırmanın ortaya koyduğu, cep telefonlarının etkisine yönelik kanıtların kaygılanmak için bir neden olduğunu belirtiyor. Kuruluş, insanları telefonları standby modundayken kafalarından ve vücutlarından uzakta tutma konusunda uyarıyor. Bu konuda daha ileri çalışmaların yapılması gerektiğini belirten topluluk, her telefon üreticisinin ambalaj paketlerine insanların alması gereken önlemleri belirten uyarılar koyması gerektiğini savunuyor.

Mevcut araştırmanın yazarları, elde ettikleri bulguların çocuklardaki davranış bozukluğunun nasıl geliştiğine yönelik çalışmalara katkı sunacağını umuyor. Hazırlanan raporda, "Gelişmiş ülkelerdeki davranışsal bozukluklardaki yükselişinde, en azından bir kısmında, ceninken maruz kalınan cep telefonu radyasyonunun katkısı olabilir. İnsanlar ve insan olmayan primatlar üzerinde risklerin aynı olup olmadığını saptamak ve hamilelik sırasında güvenli maruz kalma limitlerini belirlemek için daha ileri testler yapılmalı" ifadeleri yer alıyor.

HİÇBİR ÇOCUĞA CEP TELEFONU ÖNERİLMİYOR! 1. Birleşik Krallık'taki bilim adamları, 8 yaş altındaki hiçbir çocuğun cep telefonu kullanmasını önermiyor. Araştırmanın kanıtları, çocukların çevresel maruz kalmalara (kimyasallar gibi) çocukların, yetişkinlerden daha yatkın olduğunu gösteriyor. Aynı durum radyofrekans radyasyon maruz kalmaları için de geçerli olabilir. 2. Uluslararası İtfaiyeciler Birliği 2004'te geçirdikleri yasa taslağında, itfaiye merkezlerinde kurulacak yeni cep telefonu baz istasyonları (antenler) ve kurulumların sağlığa etkilerinin araştırılması için moratoryum çağrısı yaptı. 3. Radyasyon Korumasını İyondan Arındırmak için Rusya Ulusal Komitesi'nin başkanı Yuri Grigoriev, cep telefonu iletişiminin çocuklar ve gençler için güçlü bir şekilde sakıncalı olduğunu belirtti. 4. Kanada Halk Sağlığı yetkilisi David Butler-Jones, Kanadalılara, bilim adamları uzun süreli etkilerle ilgili belirsizlikleri çözene kadar çocuklarının cep telefonu kullanımını kısıtlamalarını tavsiye etti.

BOL BOL BULMACA ÇÖZÜN! Parkinson ve Alzheimer hastalığından korunmak için, beyninizin daha kaliteli oksijenlenmesini sağlayacak önlemler alın, kapalı ortamda daha az oturun, fırsat buldukça açık havaya, parklara çıkın. - Uzun yürüyüşler yapın, spor yapmamak için bahanelerinizi bir kenara atın, hareketli olun. - Bulmaca çözün, kitap okuyun, film seyredin. Beyninize sürekli spor yaptırın. Beyin sporu en ihmal ettiğimiz konulardan biri. - Sebze, meyveleri bol suyla yıkayın, sirkeli suda bekletin, ilaç kalıntılarını atın. - Gıdalarınıza dikkat edin, Vegan beslenmeye ağırlık verin, sofranızda salata ve sebze eksik olmasın.