Avantajlarına rağmen dijital paraların dezavantajları da yok değil. Bunlardan en önemlisi yazılımlarının güvenliği konusu.
Teknolojik gelişmeler aracılığıyla finansal piyasaların daha da sanallaşması, beraberinde dijital ve kripto para piyasalarına hareketlilik getirirken bu süreç yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla daha ileri bir noktaya taşındı. Piyasalarda belki de on yıllar alacak türden bir değişim, salgının etkisiyle yaklaşık bir yıl içinde gerçekleşti. Örneğin İsviçre Merkez Bankası kısa bir süre önce “blockchain” (blok zincir) teknolojisine sahip elektronik kronu piyasa sürdü. Bahama Merkez Bankası da aynı uygulamayı bu yılın Ekim ayında gerçekleştirdi. Dünyanın en önde gelen ekonomilerden Çin’in Merkez Bankası’nın finansal piyasalara süreceği dijital para birimi hazırlıklarına devam ettiği biliniyor; 2035 yılına kadar bu sürecin tamamlanacağına yönelik planlar kamuoyuna yansımaya başladı.
Bu gelişmeler yeni bir küresel finans sisteminin ayak seslerine benziyor. Bu değişime önemli bir katkı da kripto paraların ve bunların en tanınanı Bitcoin’in, piyasa oyuncuları tarafından hızla artan ve yaygınlaşan bir biçimde talep görmesiyle oluştu. Özelikle son zamanlarda Amerika ve İngiltere merkezli birçok yatırım şirketi, milyonlarca dolarlık yatırımlarını kripto paralar lehine kullandıklarını açıkladı. Bunun yanında Meksika’nın en büyük medya kuruluşlarının sahibi olan milyarder Ricardo Salinas Pliego Twitter’dan yaptığı paylaşımda, likit varlıklarının yüzde 10’unu Bitcoin’e yatırdığını duyurdu.