Şerpalar Nepal'in dağlık bölgesinde yaşayan, etnik bir grup. İsimlerini Tibet dilinde doğu anlamına gelen 'şer' ve halk-insan anlamına gelen 'pa' ekinden alıyorlar. Onların görevi ise Everest'e çıkmak için bölgeye gelen tüm dağcılara yardımcı olmak. İşte ilginç yaşamlarıyla Şerpalar...
Diplomasi dilinde, ülkeleri önemli zirvelerde temsil eden kişiler için kullanılan bir terim olan Şerpa aslında Nepal'in dağlık bölgesinde yaşayan, bir etnik grubun adı.
Himalayalara tırmanmak isteyenlere genelde hep bir Şerpa eşlik ettiğinden, ülkeleri zirvelerde temsil eden özel görevliler için de 'Şerpa' tanımı kullanılıyor. Şerpalar 500 yıl önce Doğu Tibet'ten Nepal'e göç etmişler. Şerpa sözü, Tibet dilinde doğu anlamına gelen 'şer' ve halk-insan anlamına gelen 'pa' ekinden oluşuyor
Şerpalar yüzyıllardır Everest'in eteklerinde hayvancılık ve tuz ticareti ile uğraşırken son 50 yıldır dünyanın dört bir yanından gelen dağcılara destek olmalarıyla adlarını dünyaya duyurdular. Yüksek irtifaya alışkın olmaları nedeniyle çok az oksijenle yetinebilmeleri, güçlü olmaları nedeniyle çok iyi yük taşımaları ve soğuğa dayanıklı olmaları sayesinde Everest'e çıkmak için bölgeye gelen tüm dağcılar için yardımcı olarak göze çarpıyorlar.
Kısacası apoletlerinde Everest’in zirvesi bulunan dağcıların çok büyük bölümü bu başarılarını tamamen Şerpalara borçlular. Ekibin tırmanışı sırasında çadırları onlar kuruyor, üst kamplara gitmesi gereken yükü onlar taşıyor.
Yiyecek ve içecekleri de onlar hazırlıyor, rotaları, güvenlik araç gereçlerini, ipleri ve boltları da onlar döşüyor. Geriye dağcılara sadece tırmanmak ve dinlenmek kalıyor.
Bir Şerpa bu hizmetlerinin karşılığında bir tırmanıştan 1000 ile 2000 dolar arasında bir kazanç sağlıyor. Hayatlarını büyük risklere attıkları düşünülürse bu paranın ne kadar az olduğu anlaşılıyor.
Ancak dağlarda geçim koşulları bir hayli zor olan Şerpalar için bu paralar hiç de fena sayılmıyor. Şerpaların çoğunun ismi birbirine benziyor. Genellikle doğdukları günün adını alıyorlar.
Örneğin pazar günü doğmuş bir Şerpa'nın adı Nima olurken, pazartesi günü doğmuşsa Dawa, salı ise Mingma, çarşamba Lhakpa, perşembe Phurba, cuma Pasang ve cumartesi Pemba.
Himalayalar'da yaşayan Şerpalar için yürümek ve tırmanmak günlük yaşamın bir parçası olduğu için Everest’e tırmanan en genç insanın bir Şerpa olmasına şaşmamalı.
16 yaşındaki Temba Tsheri Şerpa, Everest’in zirvesine ulaşmış bir genç. Şerpalar için çocuklar çok önemlidir. Yeni doğan çocuklara isim vermek için özel törenler düzenlenir. Kızlar ev işlerini üstlenirken erkekler oyun oynamaya daha fazla vakit ayırır.
Şerpaların bir bölümü yolu dahi olmayan 4200 metre yükseklikteki dağ köylerinde yaşar. Bu köylerde iki katlı, taş evlerde barınan Şerpalar her yere yürüyerek gider ve her şeyi sırtlarında taşır.
Dağlık köylerde okul yoktur. Okula giden çocuklar aşağı köylere inmek için 4,5 kilometrelik yol kat eder. Şerpalar son olarak geçen yıl 18 Nisan'da Everest'e çığ düşmesi sonucu 13 Şerpa kılavuzunun hayatını kaybetmesinin ardından, greve gitmişlerdi.
Dünyada Şerpalar gibi zorlu koşullarda hayatını sürdüren insanlar...
Yaşlarını bile bilmeyen insanların zorlu hayat mücadesi
Wakhan Koridor'u Afganistan'ın kuzeydoğusunda Tacikistan, Pakistan ve Çin'e komşu bölgenin adı olarak biliniyor. Fakat Wakhan Koridoru medeniyetin en ücra yerinde bulunan ve kabilelerin yaşadığı bir yer durumunda. Buradaki insanlar dünyadan izole bir şekilde yaşıyorlar ve yaşlarını bile bilmiyorlar.
Bu ilginç bölge hakkında fotoğraf çeken ve çeşitli bilgilere ulaşan Fransız fotoğrafçı Eric Lafforgue ve New York'ta yaşayan meslektaşı Frederic Lagrange bölgeye giden ender insanlardan… Özellikle Eric Lafforgue dikkatini çeken bu yerde daha çok Wakhan bölgesine yoğunlaşmış bir fotoğrafçı... Wakhan bölgesi adını Pamir Dağları'nın Afganistan’daki bölümünden alıyor. Bölgede iki topluluk var: Wakhiler ve Kırgızlar…
Wakhiler vadide yerleşik hayata geçen bir topluluk. Wakhiler hayvancılık ve tarımla geçimlerini sağlıyorlar. Daha yükseklerde yaşayan Kırgızlar ise sadece hayvancılıkla geçiniyor ve göçebe bir hayat sürüyor. Afganistan’ın en ücra köşesi olan Wakhan Koridoru'na hiçbir savaş uğramadığı gibi medeniyete dair hiçbir belirti de yok. 240 kilometre uzunluğunda olan bu vadide tahminlere göre 12 bin kişi yaşıyor. Bu ıssız topraklarda yaşayanların dünyada olan biten gelişmelerden haberi yok.
Kışın aşırı soğuk oluyor
Burada kış çok sert geçiyor. Hayvanlar bile ısı ve enerjilerini korumak için çok hareket etmiyorlar. Zaten bölgede en büyük yaşam kaynağı bu hayvanlar. Bölgeyi incelemeye giden bir diğer isimse New York'ta yaşayan fotoğrafçı Frederic Lagrange… Lagrange ise yıllardır hayalini kurduğu Afganistan ziyaretini gerçekleştirmek için yola koyulmuş.
Lagrange, Tacikistan'ın başkenti Duşanbe'ye uçarak yolculuğuna başlamış. Kabil'den buraya ulaşmak oldukça sıkıntılı… Fotoğrafçı üç günlük araba yolculuğunun ardından Afganistan-Tacikistan sınırına ulaşmış. Ayrıca ekipman ve kamp malzemeleri için dört çoban ve dört eşek kiralamış. Bölgeyi karış karış gezen Lagrange BBC’ye verdiği söyleşisinde bölge hakkında şunları söylüyor:
“Kırgızlar bölgede otağ adı verilen bu yerlerde yaşıyorlar. Ayrıca bölgede öğretmen de yok doktor da…” Bölgede yaşayan biriyle konuşan Lagrange, kaç yaşında olduğunu sorduğu kişiden "bilmiyorum" cevabını almış. 40 yaşında olduğunu tahmin eden kişi bölgede bilginin az düzeyde olduğunu vurgular nitelikte.
Kırgızlar ve Wakhiler daha çok Wakhan Koridoru'ndan ayrılmak istediklerini söylüyorlar. Fakat gidecek yerlerinin olmaması onları çaresiz bırakıyor. Ve ne kadar gitmek isteseler de burayı güzel bir hapishane şeklinde tanımlıyorlar.
İnsanların dış dünyayla tek bağlantısı bin 400 metre yüksekte bulunan postane
Kuzey Hindistan’ın Spiti Vadisi, çorak araziye sahip dağlar, sarp geçitler, kıvrımlı nehirleri, yüksek rakımlı soğuk çöl manzarasıyla neredeyse başka bir dünyayı andırıyor. Çoğu köyde cep telefonu kullanımı sınırlı düzeyde ve internet de yok. İnsanların dış dünyayla tek bağlantısıysa deniz seviyesinden 4 bin 400 metre yüksekte bulunan Hikkim Postanesi… BBC Travel yazarı Sandipan Dutta bölgeye gitti ve vadide yaşayan insanların misafiri oldu. İşte detaylar…
Spiti Vadisi nehirleri, yüksek rakımlı soğuk çöl manzarasıyla neredeyse başka bir dünya gibi...4 bin 400 metre yükseklikteki Hikkim köyünde bulunan küçük postane ise insanların her şeyi… Diğer bölgelerle bağlantı kurmada hayati bir görev üstleniyor. Köylüler para yatırmak, mektup göndermek amacıyla kullanıyorlar ve dünyanın en yüksek postanesinden mektuplarını yollamanın gururunu yaşıyorlar.
Postacı Rinchen Chhering 1983 yılından itibaren bu mesleği yapıyor ve şöyle diyor: "Burada yapılan zor bir meslek. Postalar az sayıda bulunan karayoluyla yaya olarak taşınıyor ve kış aylarında yağan yoğun kar yüzünden taşınamaz hale geliyor ve postane kapanıyor.’’
Eşi benzeri olmayan bir posta yolu
Postacılar, yüksek dağ geçitleri ve yol boyunca uzanan engebeli yollar arasında her gün 46 km’lik gidiş-dönüş yolculuğu yaparak, Himachal Pradesh eyaletindeki diğer büyük kasabalara bağlantı noktası olan Spiti Vadisi’nin başkenti Kaza şehrine posta götürüyor. Kaza şehrinden postalar genellikle engebeli dağ yollarından otobüslerle taşınırken, buraya gelen postalar Hikkim köyüne yürüyerek taşınıyor. Postacıların kullandığı karla kaplı tepelerin büyüleyici manzarası ve zorlu koşullarıyla bu yol herhangi posta yoluna benzemiyor.
Hikkim Postanesi’nin hizmet verdiği seyrek nüfuslu dört ya da beş köyde cep telefonu kullanımı sınırlı düzeyde ve internet henüz gelmemiş. Bu seyrek nüfuslu köylerden biri olan Komic köyü, 4 bin 587 metre yükseklikte, karayoluyla ulaşılabilen dünyanın en yüksek köylerinden biri.
Köyde yaklaşık 13 ev, bir okul, eski bir manastır ve arpayla bezelye üretilen küçük tarım alanları bulunuyor. Spiti Vadisi köylüleri, yoğun kar yağışı olduğu zaman altı aydan fazla bir süre ellerindeki imkânlardan yararlanamıyor. Uzun süre yaşanılan zorluklara rağmen burada huzurlu bir şekilde yaşadıklarını söylüyorlar.
Vadide yaşayan insanlar Budist inancına göre yaşamlarını şekillendiriyor. 1000 yıl öncesine dayanan Hindistan’ın en eski manastırları Spiti Vadisi’nde yer alıyor. Manastırlar burada yaşayanlar için, dini, kültürel ve sosyal yaşamları adına büyük önem taşıyor. Komic köyünde bulunan manastırdaki rahipler, asırlık gelenekleri takip edip, gün boyunca meditasyon, şefkat ve cömertlik gibi öğretileri insanlara öğretiyorlar. Ayrıca yurt dışındaki diğer kutsal alanlara ziyaret yapabiliyorlar.
Kaynak: Hurriyet.com.tr