Yaşanan ayrılık, aşıklara dayanılmaz acılar çektirir. Ayrılıktan sonra yeniden bir araya gelme mümkün değilse, yani kavuşma imkansız görünüyorsa, bu aşka dair bütün umutlar tüketilmelidir, yani ayrılığın veya terk edilmenin varlığı kabullenilmelidir.
Artık her şey bittiğine göre kalbine daha fazla acı çektirmenin bir manası olmasa gerek. Bu yüzden eski sevgiliye telefon etmek, mesaj çekmek veya e-posta göndermek gibi yollardan vazgeçmek zorundasın. Bu yollara başvurup iletişimi sürdürmek, aşk acısının sürüncemede kalmasından başka hiçbir anlam ifade etmeyecektir.
En az iki haftayı ağlamak ve acı çekmek için feda etmeyi göze almalısın. Evet, aşk acısının bir sihirli değnek ile bir anda geçmesi mümkün değil maalesef. Bu açıdan, aşk acısı çeken her insan gibi sen de ilk iki haftanın yakıcı ve yıkıcı etkisi ile başa çıkmayı göze almak zorundasın. Bu konunun henüz daha kestirme bir çözüm yolu yok ne yazık ki! Fakat telaş edip ümitsizliğe kapılma sakın; çünkü birkaç hafta içinde yüreğindeki kördüğümün çözülmeye başladığını göreceksin.
Arkadaşlarınla vakit geçir. Yalnız kalmamaya ve eğlenceli zaman geçirmeye bak. Tam da bu noktada "kanka destek sistemi" ile teselli bulmaya ihtiyacın olduğunu bilip yalnızlığın acı dolu anları ile tek başına kalmak yerine arkadaşlarının sıcak dostluğuna başvurmalısın.
Bu noktada, dostlarının ne kadar etkili olabileceğini tahmin bile edemezsin. Zaten, dostlar bu zorlu günler için birer biçilmiş kaftandır.
Yaşadığın yerlerde değişiklik yap. Yaşadığın yerlerde değişiklik yapmanın en büyük etkisi, beyninin bu yeniliğe adapte olmaya çalışırken aşk acısının nispeten hafiflemesi olacaktır.
Ayrıca, beynin bu değişikliğe uyum sağlamaya çalışırken hayatında bir yenilik olduğunu fark edip "eski" ile ve "eski sevgili" ile ilgili bağlantıları silmeye başlayacak, bu bağlantılar yerine yenilerini oluşturacaktır.
Dans et. Dans etmenin aşk acısından kurtarma fonksiyonu üzerinde iki şekilde durabiliriz:
Birincisi, dans etmek bedenin hareketi sayesinde spor yaparken olduğu gibi beynin serotonin (mutluluk hormonu) salgılamasına kapı aralar. Beyin serotonin salgıladıkça insan mutlu olur. Haliyle bu mutluluk da aşk acısının önüne geçer.
İkincisi, dans etmek bedensel gevşekliğe set çekerek kişinin daha dinç, daha sağlam ve daha dirayetli olmasını sağlar.
Egonu yükseltecek şeyler yap. Mesela sana hayranlık duyan ve önem veren insanlarla yan yana gel. Bu durum (egonu yükseltecek davranış ve tutumlar) özgüven katsayını arttırarak aşk acısından daha rahat kurtulmana katkı sunacaktır.
Egzersiz ve spor yap. Bu sayede hem içinde biriken ve sana eziyet veren negatif enerjiyi atmış olursun hem de daha fit görünerek özgüven katsayını yükseltmiş olursun. Hatırlarsan "dans et" diye öneride bulunduğum maddede, spor yapmanın beyindeki serotonin (mutluluk hormonu) miktarını arttırdığını dile getirmiştim. Bu, bilimsel bir bulgu ve spor yapanlar, yapmayanlara nispeten daha mutlu, daha huzurlu.
Flört etmekten alıkoyma kendini ve bu bağlamda gerektiği zaman küçük kaçamaklar yapmaktan çekinme. Evet, eğer eski sevgilini unutmanı sağlayacak ve hoşça vakit geçirmene vesile olacaksa, küçük kaçamaklar yapmaktan kaçınmamalısın. Tabi, bu durum, yenisini bir stepne olarak kullanma işgüzarlığına kadar götürülmemeli.
Kötü anılarınızı hatırla. Bu madde de "eski sevgilinin kötü yönlerini hatırlama" maddesiyle ilgili. Maksat, kötü anıları hatırlayıp aşk acısına son vermek.
Eski sevgilini hatırlatan objeleri bir an önce devre dışı bırak. Bir obje bile, aşk acısının kabuk tutan yarasını yeniden kanatabilir.
Arkadaş olarak kalma. Arkadaş olarak kalırsan, eski sevgilinin bir telefonu bile yüreğindeki aşk ateşinin yeniden alevlenmesine sebebiyet verebilir. Aslında arkadaş olarak devam etmek, "kalbim sana acı çektireceğim" demekle eşdeğerdir. Onu görme arzusunu dizginle ve onunla rastlaşma olasılığı olan yerlere gitmemeye çalış.
Hüzünlü şarkılar dinlemekten vazgeç; zira hüzünlü şarkılar, melankolik duyguları körükleyerek aşk acısının etki süresini uzatır, etki alanını da genişletir. Tam kurtuldum, derken bir hüzünlü şarkının etkisiyle yeniden melankoli girdabına kapılabilirsin.
Ayrılığı kabullen, olan oldu bir kere. Hayat devam ediyor. Bu madde de çok önemli; çünkü aşk acısından kurtulmanın ilk adımı kabullenmek ile başlar. Hatta, hayatta her şey kabullenme ile başlar, diyebiliriz. Dolayısıyla, bu ayrılığın gerçekleştiğini ve geri dönüşünün olmadığını kendine telkin etmekle işe başlayabilirsin.
Eski sevgilinin hatalarını ve seni niçin hak etmediğini bir köşeye not et. Burada temel amaç, eski sevgilinin kötü yönlerini düşünmek suretiyle ona olan ilgimizi hafifletmek ve bu acıdan kurtulmaya çalışmak, şeklinde özetlenebilir. Ne de olsa insan, nefret ettiği kişiyle ilgili aşk acısı yaşayamaz.
Bir süreliğine ortak arkadaşlarınızla görüşmeye son ver, eski arkadaşlarla irtibat kurmayı kes. Bu süreçte, ortak arkadaşların konuyu bir şekilde "eski sevgiline" getireceklerini ve bu durumun da kalbine ekstradan yük bindireceğini biliyorsun. Bu durumu engellemek için ortak arkadaşlarınla irtibatı kesmelisin; ta ki kalbindeki aşk acısının tazyiki hafifleyinceye kadar.
Kendini şımart. Alışverişe çık, masaj yaptır, sakin ve huzurlu zaman geçirmek için her türlü şımartma yolunu kullan. Emin ol, aşk acısının kıskacından kurtulmak için kendini şımartmaya ihtiyacın olacak.