SAĞLIK

Kış mevsiminde sık görülen hastalıklar nelerdir?

SOĞUK ALGINLIĞI Soğuk algınlığıyla grip halk arasında çoğu kez karıştırılır. Soğuk algınlığı çeşitli virüsler tarafından oluşturulan hafif seyirli, üst solunum yolları bulgu ve belirtileriyle seyreden ve dünyada en fazla görülen hastalık tablosudur.

Soğuk algınlığına yaklaşık 200 kadar virüs neden olur. Olguların üçte birinden rinovirüsler (rhin Yunanca burun) sorumludur. Bunun dışında adenovirüsler, enterovirüsler, oronavirüsler, respiratuar sinsitial virüs gibi virüsler soğuk algınlığına sebep olabilir. Diğer pek çok virüs başka organ ve sistemlerde infeksiyon meydana getirirken başlangıç dönemlerinde soğuk algınlığına benzer belirtilere yol açabilir.

Her mevsim görülebilmekle beraber en sık kış aylarında ortaya çıkar. Bunda rol oynayan en önemli risk faktörü kalabalık ortamlarda yaşamdır. Özellikle kreş ve okula giden küçük çocuklar risk altındadır.

Belirtileri: Virüslerle karşılaştıktan 24 - 72 saat kadar sonra boğaz ağrısı, boğazda kuruluk ve kaşıntı hissinden sonra hızla burun akıntısı, burunda tıkanıklık, hapşırma, öksürük ve halsizlik meydana gelir. Başlangıçta burun akıntısı su gibi iken giderek kıvamı koyulaşır. Burundan konuşma mevcuttur. Bulaştırıcılık en fazla bu dönemdedir. Ateş özellikle yeni doğan ve çocuklarda yüksek olabilir. Gözlerde yaşarma, yanma, kulaklarda basınç hissi, tat duyusunda değişiklik diğer belirtilerdir. Hastalığın ortalama süresi bir hafta kadardır. En sık görülen komplikasyon orta kulak iltihabı ve sinüzittir. Çocuklarda zatürre ve astım ataklarında artış gözükebilir. Sürekli ve çok kıvamlı balgam üreten öksürük, nefes alırken ağrı, devamlı kulak ağrısı, şişmiş büyükçe lenf bezleri, yutkunurken zorlanma, 39 C’yi geçen ateş durumlarında mutlaka doktora başvurmak gerekir.

Tedavi: Soğuk algınlığına birçok virüs sebep olduğundan tedavisinde belirtilere yönelik olarak ağrı kesiciler, burun akıntı ve tıkanıklığını giderici ilaçlar, öksürük ilaçları kullanılır. Tedavide antibiyotiklerin yararı olmadığı gibi solunum yollarındaki yararlı bakterileri baskılayarak zararlı bile olabilir. Aynı gerekçeyle antiviral ilaçlarda etkili değildir. Vücut bu virüslerin tümüne direnç geliştiremeyeceği için, tekrar tekrar soğuk algınlığı geçirilebilir.

Korunma yolları: Bulaşma, hasta kişilerin öksürük ve hapşırıkla havaya saçılan damlacıkların havada asılı kalması ve hasta kişilerin salgılarıyla kirlenmiş eller ve eşyalarla direkt temas yoluyla bulaşır. Özellikle çevrede, eşyalar üzerinde günlerce canlı kalabilen rinovirüsler için direkt temas yoluyla bulaşma daha sık olarak görülür. Bu yüzden temizlik önemlidir.

GRİP Grip yaşamı tehdit eden hastalıkların kapısını açar. Grip influenza ismindeki bir virüsün sebep olduğu, üst ve alt solunum yollarını tutan ve tüm vücudu etkileyen son derece bulaşıcı bir enfeksiyondur. Dünyanın her bölgesinde, her yaşta görülebilen bu hastalık; hasta kişilerin öksürme, hapşırma ve konuşma sırasında dışarı saçtıkları küçük damlacıklar yoluyla bulaşır. Ayrıca virüs bulaşmış ellerle temas etmek, öpüşmek, hasta veya taşıyıcı kişinin tuttuğu telefon ahizesi, kapı kolu ve havlu gibi eşyalar da hastalığı bulaştırabilir. Özellikle ev, okul, kreş, işyeri, toplu taşım araçları gibi mekânlarda hastalık kolayca bulaşabilir. Kişinin virüsle karşılaştığı sıradaki direnci güçlü ise hastalığı hafif bir ateş ve kuru öksürükle geçirebilir ancak iş ve sosyal ortamından kopmayan bu kişiler de bulaştırıcılıkta önemli rol oynarlar.

Belirtileri: Damlacıklar yoluyla alınan virüs, solunum yollarımızdaki hücrelere yapışarak girer. Bu hücrelerimizde henüz 4-6 saat sonra çoğalmaya başlar. Bir günden az bir sürede diğer hücrelere yayılırlar. Sonuçta üşüme ve titremeyle yükselen ateş, halsizlik, iştahsızlık, başağrısı, eklem ve kas ağrıları oluşur. Göz hareketleri sırasında ağrı olması tipik bir belirtidir. Gözlerde yaşarma, yanma, kuru öksürük, burun akıntısı, boğaz ağrısı gibi yakınmalar 2-4 günlük ateşli dönemin sonrasında görülürler. Öksürük uzun süre seyredebilir. Çocuklarda daha yüksek ateş görülür ve bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı gibi belirtiler görülebilir ve çocuklar daha uzun süre virüs salarlar.

Tedavi: “Grip tedavi edilirse bir haftada, edilmezse 7 günde geçer” sözünde de anlaşılacağı üzere kendi kendine düzelebilen bir hastalık olan grip, bağışıklık sistemi güçlü olan çocuklarda endişe edilecek tablolara yol açmaz. Yatak istirahatinin yanı sıra yakınmaları hafifletmeye yönelik tedaviler, ağrı kesici ve ateş düşürücüler, burun akıntısını azaltan ilaçlar ve eğer 24-48 saat içinde alınabilirse antivirus ilaçlar gribin kolay atlatılmasını sağlar. Halk arasında antibiyotiklerin gripte etkili olduğu yanlış inanışının aksine gripte, antibiyotikler solunum yollarımızdaki yararlı bakterileri baskılayarak zararlı etkilere bile yol açabilirler. Antibiyotikler hiçbir zaman hekim önerisi olmadan alınmamalıdır. Yüksek ateşin sürdüğü, balgamlı öksürüğün görüldüğü vakalarda, ardından zatürre gelişebileceği için vakit geçirmeden bir hekime başvurmak, bazen hayati önem taşıyabilir. Grip dikkat edilmediğinde ve önemsenmediğinde larenjit, farenjit, sinüzit, orta kulak iltihabı, zatürre, menenjit, beyin ve kas iltihabı gibi yaşamı bile tehdit eden hastalıklara yol açabilir. 39 C’yi geçen ateş, sürekli ve çok kıvamlı balgam üreten öksürük, nefes alırken ağrı, devamlı kulak ağrısı, şişmiş lenf bezeleri, yutkunurken zorlanma gibi belirtiler görüldüğünde ve yakınmaların geçmemesi durumunda vakit geçirmeden hekime başvurmak gerekir.

Korunma yolları: Bu nedenle salgınlar görülmeden önce yani özellikle eylül ekim ve kasım aylarında aşı yapılması büyük önem taşır. Aşının etkisi 2-3 haftalık bir sürede başlar. Aşı, 6 aydan büyük bebeklere yapılabilir. Grip virüsü her yıl kendisini değiştirdiği için bir önceki yılın aşısı bir sonraki yıl etkili olmaz ve aşının her yıl tekrarlanması gerekir. Hastalığın gelişmesinde en önemli risk faktörleri kalabalık yaşam olması sebebiyle salgın durumlarında bu tür yerlerde çocuklarınızı bulundurmayınız. Etken olan virüs telefon, kapı kolu gibi cansız yüzeylerde uzun süre canlılığını koruyabildiği için yüzeylerin temizliğine, ortak eşya (çatal, bıçak, mendil, havlu) kullanılmamasına ve özellikle el temizliğine dikkat edilmelidir.

BRONŞİYOLİT Bronşiyolit, akciğerlerin en küçük hava yollarından olan bronşiollerin herhangi bir nedenle tıkanması sonucu oluşan tablodur.En sık iltihabi tıkanıklık nedeniyle oluşur. Genellikle virüs kaynaklıdır. Kış aylarında çok sık görülür. İlk yaşta ,özellikle ilk birkaç aylık bebeklerde daha sık karşımıza çıkar.Grip olan çocuklarda beklenen komplikasyonlardan biridir. Gripten sonra bronşiyolit gelişimini önlemek mümkün değildir.

Belirtiler: Genellikle bir üst solunum yolu enfeksiyonunu takiben gelişir. Hışıltı,hızlı soluk alıp verme,solunum sırasında göğüs ve karında yükselme – alçalma ile karakterizedir.Bazen hafif ya da yüksek ateş olabilir. Ağır vakalarda tırnak yatağında ve dudakta morarmada görülebilir. Sık bronşiyolit atakları geçiren ya da bronşiyolit atakları iki yaşından sonra da devam eden çocuklar, alerji ve astım başta olmak üzere birtakım hastalıklar açısından da yakından takip edilmelidir.

Hafif vakalarda ilaçlı buhar uygulanması,hışıltıyı azaltan ilaçların verilmesi ,burnun açık tutulması ve aktivitenin kısıtlanması yeterlidir.Hasta çocukların hastanede yatırılmaları gerekmez..Bakteriyel enfeksiyon düşünülmüyorsa antibiyotiklere de gerek yoktur. Ağır vakalar (solunum sayısı çok fazla,morarma, kalp yetmezliği bulguları, beslenmede problem . gibi) hastanede yatırılarak tedavi edilir. Hastalık genelde 7-10 günde iyileşir. Sık bronşiyolit atakları geçiren çocuklar için evde soğuk buhar üreten aletlerin bulundurulması yararlı olur-

Korunma: Bronşiyolitli çocukları sigara dumanından uzak tutmak gerekir.

KRUP ( Yalancı kuş palazı ) (LARİNGOTRAKEOBRONŞİT) Krup, özellikle altı ay ile üç yaş arası çocuklarda sonbahar sonu, kış ve bahar aylarında görülen, virüslerin neden olduğu bir üst solunum yolu enfeksiyonudur. Bu yaş grubunda salgın şeklinde görülür. Belirtileriyle, yarattığı solunum sıkıntısı tablosuyla anne babaları korkutur. Krupta ,büyük havayollarının iltihabi reaksiyonu, özellikle ses tellerinde ödem olması ve mukus birikimi belirtilere yol açar. Küçük çocuklarda havayolları dar olduğundan solunum sıkıntısı belirtileri görülür. Aynı virüs ile enfekte olmuş büyük bir çocuk ise soğuk algınlığı belirtileri gösterebilir.

Belirtileri: Krup belirtileri çok ani başlangıçlıdır.Özellikle geceleri başlar.Çocuk yatağa girerken herhengi bir sıkıntısı yoktur. Gece yarısı ani başlayan solunum sıkıntısı,havlar tarzda kaba bir öksürükle uykudan uyanır. Öncesinde burun akıntısı, hafif ateş olabilir. Soluk alma sırasında tipik bir ses duyulur, sesi boğuk, kabalaşmıştır. Buna stiridor denir. Eğer çocuk hırçın, huzursuz ve hava açlığı içinde ise hemen doktora başvurulmalıdır.Gündüz iyi olan çocukta ,solunum sıkıntısı birkaç gece görülebilir.

Tedavi: Etken virüs olduğu için virüse yönelik bir tedavisi yoktur. Bazı uygulamalarla çocuk rahatlatabili. Bunlardan en önemlisi nemli hava ve buhar verilmesidir. Evde buhar makinesi yoksa banyoda sıcak suyu açıp kapıyı kapatarak oluşan buharlı ortamda çocuğun 5-10 dakika kalması sağlanır. Serin havalarda pencereyi açıp dışarının havasından nefes almasını sağlamak rahatlatıcı olur. Ateş varsa ateşi düşürücüler verilir. Dik pozisyonda oturtup, rahat nefes alması sağlanmalıdır. Ağlayıp heyecanlanınca solunum sıkıntısı artar.Anne baba sakin olmalı ve çocuğu sakinleştirmelidir. Çocuğun bol sıvı alması sağlanmalıdır. Bu ilk önlemlerle rahatlamayan ciddi vakalarda havayolundaki ödemi çözecek ilaçlar gerekebilir. Bu hastalığa neden olan çok sayıda virüs olduğundan krup tekrarlayabilir. Sık sık krup geçiren çocuklarda alerji veya gastroözafajiyal reflü araştırılmalıdır.

Korunma: Çocuğu gripli kişilerden uzak tumak gerekir .

FARENJİT Farenjit nedir? Farenjit, farinks adı verilen boğaz kısmının iltihabıdır. Farinks, burun ve ağız boşluğunun arka tarafıdır. Farenjit ikiye ayrılır.Eğer farenjit yeni oluşmuş ve şiddetli belirtiler gösteriyorsa ve şikâyetlere neden oluyorsa buna akut farenjit denir. Ancak uzun süredir var olan ve hastada çok şiddetli olmayan şikâyetlere neden oluyorsa buna da kronik farenjit adı verilir. Akut farenjit genelde üst solunum yolu enfeksiyonlarının bir parçası olarak görülür ve sebebi genellikle virüslerdir. Bazen bakteriler de bu hastalığa yol açabilir. Bazı kimyasal maddeler ya da tahriş edici maddelerde(alerji, geniz akıntısı, kuru ve kirli hava ) burun tıkanıklığı,aşırı sıcak ve soğuk yiyecekler,diş ve bademcik iltihapları, geniz eti, reflü(mideden asit kaçağı) sayılabilir

Belirtileri: Boğaz ağrısı, yutkunma zorluğu, boğazda kuruluk, yanma veya kaşınma hissi, ateş, öksürük gibi şikâyetler ortaya çıkar. Boyunda beze, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, büyük çocuklarda baş ağrısı, halsizlik-kırgınlık ve ses kısıklığı görülebilir. Farenkste kızarıklık ve ödem göze çarpar. Geniz akıntısı, boyunda beze,burunda akıntı gibi bulgular saptanır. Genellikle herhangi bir tetkik yapmak gerekmez. Ancak, sinüzitten kuşkulanılıyorsa film çekilmesi, nadiren kan sayımı ya da kültür- antibiyogram yapılması gerekebilir.

Tedavi: Akut farenjite virüslerin neden olduğu düşünüldüğünde antibiyotik verilmesi gerekli değildir. Ancak virüslerin yaptığı iltihaba bakterilerde eklendiği zaman antibiyotik verilir. Ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar,alerji düşünülen hastalarda antihistaminikler, burun açıcı spreyler, öksürük kesiciler ve büyük çocuklarda ağız gargaraları kullanılabilir.

Korunma: Tozlu yerlerde,sigara içilen ortamlarda ve kirli havada bulunmamak, aşırı sıcak ve soğuk gıda vermemek, alerjiye neden olan faktörlerden uzak durmak, mümkün olduğu kadar kalabalık ortamda az veya hiç bulunmamak, reflü düşünülen hastalarda nedene yönelik tedavi ve korunma yöntemleri uygulanmalı