EKONOMİ

Günde 5 ton atık sudaki kimyasalları arıtan projeye İsveç daveti

Sabancı Üniversitesi’nden Dr.Morteza Ghorbani, yürütücüsü olduğu AquaCav projesiyle, kabarcıkların gücünü kullanarak atık su arıtması geliştirdi. Sıvıdaki mikroorganizmaları ve kimyasalları temizleyen proje İngiltere’den yaklaşık 5 milyon TL destek aldı. Apartman ve sitelerde de kullanılabilecek proje ile günde 5 ton atık su arıtılıyor.

Sudaki kirliliği azaltmak için tüm dünyada çeşitli projeler yürütülürken, atık su arıtma projelerden birini Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi ve SÜ Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi Araştırmacısı Dr. Morteza Ghorbani ve Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi, EFSUN Co-Direktörü SÜ Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi Araştırmacısı Prof. Dr. Ali Koşar geliştirdi.

Oxford Brookes Üniversitesi (OBU) ve Sabancı Üniversitesi (SÜ) iş birliğindeki AquaCav adlı proje, her iki ülkede de atık su arıtımında bir devrim olarak görülüyor.

Dr. Morteza Ghorbani’nin yürütücüsü olduğu “AquaCav, Kavitasyon Kabarcıklarının Gücünü Kullanarak Su Arıtma” çalışması, Uluslararası Bilim Ortaklığı Fonu (ISPF) araştırma iş birliği hibe programıyla British Council’dan desteklenmeye hak kazandı. Söz konusu proje, sudaki Per ve Poliflorlu maddelerin (mikroorganizmaların yanı sıra, pet şişeler, kozmetikler ve ilaçlardaki kimyasalların) (PFAS) temizlenmesine odaklanarak, sürdürülebilir su yönetimini hedefliyor.

“BAKTERİ VE İLAÇ KALINTILARINDA ETKİLİ OLDU”

 Projenin detaylarını ve gelinen son durumu Dr. Morteza Ghorbani ve Prof. Dr. Ali Koşar’la konuştuk. Su arıtımı üzerinde 4 yıldır çalıştıklarını açıklayan Dr.Morteza Ghorbani, bu süreci şöyle anlattı. “Yaptığımız deneylerdeki kabarcıklar, bakteri üzerinde etkili oldu ve sıvıdaki bakterileri tamamen etkisiz hale getirdi. İlaç kalıntıları üzerinde olumlu sonuçlar gösterdi. Çünkü, çok etkin bir teknoloji bu tarz kimyasallar üzerinde yok.

Bizim geliştirdiğimiz projeyle PFAS’lar üzerindeki sonsuz kimyasallar deniyor, çok etkili olduğunu gördük” dedi. Antibiyotikler başta olmak üzere ilaçlardaki kimyasalların arıtılmayarak doğaya ve denizlere karışması durumunda o suyu tüketen canlılar yoluyla çevre ve insan sağlığı üzerindeki risklerine işaret eden Ghorbani, “O nedenle atık sulardaki ilaç kalıntılarının hepsi giderilmeli ve mutlaka dezenfekte olmalı” vurgusu yaptı.

“SAATTE 200 LİTRE ARITABİLİYORUZ”

 PFAS ölçen bir sistem olmadığını, ancak 10 binden fazla türünün bulunduğunu, pet şişelerdeki, kozmetikteki ve ilaçlardaki kimyasalların en bilinenleri olduğunun altını çizen Ghorbani, “Kimyasalları ya da mikroorganizmaları bu teknolojiyle giderebiliriz. Geliştirdiğimiz yöntem, maddenin giderilmesinde etkinlik gösteriyor.

Dünyada bu şekilde çok kapsamlı PFAS gideren teknoloji yok. Biz saatte 200 litre, günde 5 ton arıtabiliyoruz. Şu anda apartman ve sitelerde de kullanılabilecek, onların ihtiyacını karşılayabilecek durumda. Hem maliyeti düşük, hem de var olan bir sisteme entegre edilebiliyor. Arıtım miktarını daha da artırmak istiyoruz” diye konuştu.

“SİTE VE APARTMANLARDA KULLANILABİLİR”

Dünya'dan Hamide Hangül'ün haberine göre, proje ekibinin lideri Prof. Dr. Ali Koşar ise hidrodinamik kavitasyon yöntemiyle mikro ölçekte reaktör tasarladıklarını ve büyük arıtma tesislerinde de kullanılabildiğini söyledi. Projenin British Council’den 100 bin pound (yaklaşık 5 milyon TL) destek aldığını açıklayan Ali Koşar, “Biz, kimyasalları tamamen yok etmeye çalıştığımız için şu anda bu sistem, üstün bir teknoloji. Bizim amacımız sudaki maddelerin yok edilerek, doğaya temiz bir şekilde gönderilmesini sağlamak” dedi.

Sudaki kirecin de temizlenmesine yönelik bir soru üzerine Ali Koşar, “Sudaki mikro ölçekli olsun, topaklanmış parçacık kümeleri olsunlar onlarla ilgili de çalışmalar yaptık. Kimyasal maddeleri yok ettiğimiz zaman, kireç de doğal olarak aradan gidecek” yanıtını verdi. Söz konusu projeyi şu anda apartman ve sitelerin de kullanabileceğine işaret eden Ali Koşar, “Bizim kavitasyon uygulaması bir sitede tek başına kullanılabilir.

Herhangi bir tesisat sistemine monte edilip çalıştırılabilir” dedi. Söz konusu yöntemin, musluktan akan suyun temizlenmesi için de kullanılabileceğini, böylece başka bir şeye gerek kalmadan daha temiz bir su içilebileceğini dile getiren Ali Koşar, Avrupa’da geliştirilen yöntemlerle musluk suyunu içebildiğini dile getirdi.

TÜRKİYE’DEKİ BİR ARITMA TESİSİNE DE BU SİSTEMİ KURABİLMEYİ ÇOK İSTERİZ

Projeyi, Sabancı Üniversitesi’nin desteklediğini aynı zamanda, atık su arındırma için İsveç Stockholm’dan da davet aldıklarını açıklayan Dr.Morteza Ghorbani, “İsveç’teki bir arıtma tesisinde de bunu yapacağız. ‘Kavitasyonla kimyasalları yok edebilir miyiz’ diye onlardan bize talep geldi, çalışmalara başladık. İngiltere’yle birlikte yapıyoruz, Türkiye’de de umarım yakında başlarız. Türkiye’deki bir arıtım tesisinde bu sistemi kurmak ve olumlu sonuçlarını görmeyi çok isteriz.

Çünkü bu teknolojiyi Türkiye’den biz götürüyoruz. Patent başvurumuz da var” diye konuştu. Ghorbani, iklim değişikliği kapsamında 2030’a kadar bütün arıtım tesislerinin güncellenmesi gerektiğinin altını çizdi. Bir AB projesi için de başvuruda bulunduklarını, en azından 1 milyon Euro tutarında bir hibe olabileceğini söyleyen Ghorbani, farkındalık oluşturmak istediklerini de sözlerine ekledi.

patronlardunyasi.com