Prof. Dr. Tekin Akgeyik, Belçika'nın da 4 günlük mesai programına geçmesiyle haftada 4 gün çalışmanın farklı boyutlarını ve dünyada yaygınlaşabilirliğini AA Analiz için kaleme aldı.
Haftalık çalışma süresi ve iş günü sayısı, Sanayi Devrimi’nden bu yana geriliyor. Bu süreçte birçok ülkede haftalık çalışma süresi 40 saatin altına düşerken iş günü sayısının 4'e indirilmesiyle ilgili girişimler yaygınlaşıyor. Belçika, Gambiya ve Litvanya gibi bazı ülkelerde 4 günlük mesai programına geçilirken Kaliforniya-ABD, Avusturalya, Güney Afrika, İngiltere, İrlanda, İskoçya, İspanya ve Kanada'da da bu amaçla denemeler yapılıyor. 21 Kasım 2022’de yürürlüğe giren yasa ile Belçika’da kamu ve özel sektör çalışanlarına günde 9,5 saatlik 4 iş günü ya da 7,6 saatlik 5 iş günü olmak üzere iki mesai programından birini seçme hakkı verildi.
4 günlük bir mesai programı ücretlerde ve müşteri ilişkilerinde de sorunlar yaratabilir. Haftalık çalışma süresinin azalması ile birlikte gerçekleşecekse ücretin yeniden düzenlenmesi gündeme gelebilir.
4 günlük mesai programı, çalışanlara ve işletmelere çeşitli avantajlar sağlıyor. Bu durum, yakın gelecekte bu mesai programının diğer ülkelere de yayılmasını gündeme getirecektir.
İş yeri koşulları uygun olmalı
4 günlük mesai programı, standart olarak 5 ya da 6 günde gerçekleştirilen haftalık çalışma süresinin 4 iş gününe sıkıştırılmasını ifade eder. Bu açıdan 4 günlük mesai, günlük çalışma saatinin uzamasını gerektiriyor. Örneğin, Türkiye’de 5 günlük bir iş programı için günlük mesai süresi 9 saat, 6 günlük için ise 7,5 saat. Dolayısıyla 4 günlük bir mesai programı günlük 2 veya 3,5 saat ilave çalışma gerektirecektir.
4 günlük çalışma haftası için öncelikle iş yeri koşullarının uygun olması gerekiyor. Bu açıdan özellikle beyaz yakalı hizmet sektörü çalışanları arasında daha kolay şekilde uygulanabilecektir. Bilhassa proje bazlı çalışanlar için haftalık 4 günlük bir mesai programı daha başarılı uygulama alanı bulacaktır.
Buna karşılık 4 günlük bir çalışma programı her iş yeri için uygun olmayabilir. Özellikle 7/24 (sağlık, otelcilik, güvenlik gibi) ya da 7 gün faaliyette bulunan iş yerlerinde (market, restoran gibi) bu uygulamaya geçmek daha güç olacaktır. Ayrıca bir şirketin çalışma programı başka firmalarla yakından bağlantılıysa 4 günlük mesai düzenine geçmek de kolay olmayacaktır. Örneğin, bir bankanın günlük temizliğini yapan tedarikçi bir şirket, müşterisi olan banka 4 günlük çalışma programına geçmeden bu yönde bir adım atamayacaktır.
4 günlük mesai programı, çalışanlara ve işletmelere çeşitli avantajlar sağlıyor. Bu durum, yakın gelecekte bu mesai programının diğer ülkelere de yayılmasını gündeme getirecektir.
Öte yandan günlük daha uzun çalışma süresi, rutinleşmiş iş yeri düzenini de bozabilir. Örneğin, daha uzun çalışma, ilave mola ve yemek ihtiyacını da gündeme getirecektir. Keza iş yerindeki çalışanlara sağlanan kreş ya da servis saatlerinin buna uygun şekilde düzenlenmesi de gerekecektir.
4 günlük iş haftası programına geçmek isteyen bir iş yeri, insan kaynakları sistemini de revize etmek durumunda kalacaktır. Öncelikle, iş yeri koşullarına uygun esnekleştirilmiş bir “Çalışma Süreleri Programı” oluşturulmalıdır. Ayrıca görev tanımlarına, ilgili kişilerin çalışma saatleri eklenmelidir. Mesai programının başlangıç ve bitiş saatleri yıllık programlarla saptanmalı ve çalışanlara önceden duyurulmalıdır. Ayrıca proje esaslı çalışma modeline geçilmeli ve hedeflere dayalı performans değerlendirme sistemi oluşturulmalıdır. Benzer şekilde telafi çalışması gerektirecek durumlar (belli haftalarda 5 ya da 6 gün mesai gerekebilir) yıllık olarak saptanmalıdır.
Personelin koşulları uygun olmalı
Çalışanların daha kısa mesai haftasını olumlu karşıladıklarını gösteren araştırmalar, iş tatmini, yaşam kalitesi ve mutluluğun mesai süresi ile yakından ilişkili olduğunu ortaya koyuyor ancak 4 günlük bir mesai programı, çalışanlar için her zaman uygun olmayabilir. Nitekim Belçika’da yapılan bir araştırma, tam süreli çalışanların sadece yüzde 37’sinin 4 günlük mesai programını tercih etmeyi düşündüğünü gösteriyor çünkü 4 günlük bir mesai programı neticesinde uzayan günlük çalışma saatleri bazı sorunlara yol açma potansiyeline sahip. Örneğin, çocukların okul saatlerini günlük 7,5 ya da 9 saatlik mesaiye göre düzenlemiş olan bir kişi için daha uzun süre çalışmak (ilave 2 veya 3,5 saat) bu rutini bozacaktır. Ayrıca günlük çalışma saatlerinin uzaması, alışveriş, temizlik ya da akşam yemeğinin hazırlanması gibi günlük rutin aile sorumluluklarını da olumsuz etkileyebilir. Benzer şekilde iş sonrası bir eğitim programına katılan çalışanlar için de günlük mesai süresinin uzaması ciddi bir sorun olacaktır.
Mevzuatın uygunluğu
4 günlük mesai programı, mevzuatın uygunluğuna da bağlıdır. Ülkemizdeki mevzuat buna olanak sağlıyor. 4857 sayılı İş Yasası kapsamında dileyen özel sektör işvereni haftalık 6 iş günü yerine 5 ya da 4 günlük bir iş haftası tercih edebilir. Özellikle hizmet sektöründe birçok iş yeri haftada 5 gün çalışıyor. Bu açıdan özel şirketler, günlük en üst limit olan 11 saatlik çalışma ile toplamda 4 günlük 44 saatten oluşan bir mesai düzenine geçebilirler.
Diğer olası sorunlar
4 günlük bir mesai programı ücretlerde ve müşteri ilişkilerinde de sorunlar yaratabilir. Haftalık çalışma süresinin azalması ile birlikte gerçekleşecekse ücretin yeniden düzenlenmesi gündeme gelebilir. Örneğin, haftalık 45 saat ve 5 gün yerine haftada 40 saat ve 4 günlük bir iş programına geçen bir işletmede çalışma süresinin 5 saat düşmesi (yaklaşık yüzde 9 azalması anlamına geliyor), ücretlerin de aynı oranda düşmesini gerektirebilir, bunun da iş yerinde sorunlara yol açması muhtemel.
Müşteriler açısından ise örneğin, bir bankanın rutin 5 günlük çalışma düzenine alışmış müşterilerinin 4 günlük mesai programına uyum sağlaması zaman alabilir. Bu geçiş süreci bazı müşterilerin tepkilerine yol açabilir hatta müşteri kayıplarına neden olabilir.
Uygulama yaygınlaşabilir mi?
Küresel düzeyde entegre olmuş bir ekonomik düzende haftalık çalışma süresi ve iş günü sayısındaki gerilemenin zamanla diğer ülkelere yayılması kaçınılmaz. Esnek çalışma haftası düzenlemeleri (esnek çalışma, uzaktan çalışma veya sıkıştırılmış iş haftası gibi) hemen her ülkede giderek daha fazla uygulama alanı buluyor. Bu kapsamda gündeme gelen 4 günlük iş haftası programının yakın gelecekte ekonomik anlamda iyileşme gösteren ülkelerde de yaygınlaşacağı öngörülebilir. Özellikle ekonomik gelişimini tamamlamış ülkelerdeki firmaların tedarikçisi konumunda olan ülkelerdeki şirketler de ana firmanın 4 günlük çalışma düzenine geçmesiyle benzer bir mesai düzenine geçmek zorunda kalabilirler. Nitekim bugün itibarıyla 18 ülkede ulusal, lokal ya da şirket düzeyinde bu amaçla girişimler yapılıyor.
Muhtemel sonuçlar
Küresel düzeyde işletmeler, çalışanlarının verimliliğini ve iş ortamını iyileştirmeye dönük stratejiler geliştiriyor. 4 günlük mesai haftası, hem şirketlere hem de çalışanlara çeşitli avantajlar sağlıyor. Örneğin, 1 ya da 2 gün daha az çalışma, şirketlere elektrik, su, ısıtma, klima, yemek ve servis gibi temel giderlerde tasarruf sağlayacaktır.
Çalışanlar da 4 günlük bir iş haftasında en az yüzde 20’lik ilave boş zaman kazanacaktır. Ayrıca ulaşım maliyetlerinden de tasarruf edilecektir. Bu şekilde iş tatmini artacak, yorgunluk ve aşırı çalışmaktan kaynaklanan psikolojik yıpranma azalacaktır. Nihayet haftada 4 gün mesai programı, aile kurumunu ve nüfus artışını da destekleyecektir.
[Prof. Dr. Tekin Akgeyik, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi]
*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.