İsveç devlet televizyonu SVT'nin  haberine göre, iki kadın uzun araştırma ve incelemenin ardından İslam dini ile müşerref olduklarını ve bu manevi yolculukta yaşadıklarını anlattı.

İslam’ın İsveç’te yayılması Müslüman göçmenlerin gelişiyle hızlı bir şekilde gerçekleşti. Ülkenin büyük ve küçük şehirlerinde çok geçmeden camiler inşa edildi.

İslam’ın bu şekilde yayılması birçok İsveçlinin İslam dinini tanımasına yol açtı. İsveçli iki arkadaş olan 29 yaşındaki Emily Andersson ve 39 yaşındaki Martina Hildingson da bu ülkede başörtülü kızları gördükten sonra tesadüfen İslam’la tanışanlar arasındaydı. Bir süre araştırma ve incelemenin ardından Müslüman oldular.

İsveç’in güneyindeki Savalo şehrinde yaşıyan Emily Andersson bu manevi yolculuğunu ülke televizyonunda paylaştı.

“ Kur’an’a saygısızlık ve yakılması olaylarından sonra Müslümanları gördüm ve bu ilahi kitapla tanışmaya çalıştım. Arapça bilmediğim için Kur’an’ı dinlemeye karar verdim ve ilk kez Kur’an dinlediğimde ağladım. Evet, ne duyduğumu anlamadım ama bunun Allah’ın sözü olduğunu hissettim. Çok ağladım. Bu Kur’an’a ve bu dine ihtiyacım olduğunu hissettim.”

Martina Hildingsson, Emily’nin aksine dindar bir Hristiyandı. Etrafında İslam'ın tezahürlerini gözlemleyerek İslam’ın gerçekten ilahi bir din olup olmadığını araştırmaya karar verdi. Kur’an’ı ve tefsirlerini araştırmaya ve dinlemeye başladı. Kur’an-ı Kerim ile manevi bir bağ hissettiğini dile getirdi.

Martina Hildingsson, anne ve babasının hiçbir şeye inancının olmadığını ama kendisinin her zaman inanç için manevi bir özlem duyduğundan bahsetti.

Dindar bir insan olduğundan İslam dini ile müşerref olmasının ardından İslam’ın tüm öğretilerine bağlı kalarak Allah’a daha yakın olabilmek için başörtüsü taktığını söyledi.

Hildingsson, Müslüman olması ve başörtüsü takması nedeniyle eleştiri ve saldırılarla karşılaşmasına rağmen başörtüsüyle gurur duyduğunu belirterek “Ben eskisi gibi aynı insanım, inançlı ve dindar biriyim ama doğru bildiğim yönde.” dedi.

Editör: Atila Altuntaş