Dünyanın koronavirüsle mücadele konusunda seferber olduğu bu günlerde, her ülkenin kendi içinde imkanları dahilinde en üst düzeyde mücadele etmeye çalıştığı gerçeğini görüyoruz.

Başta ülke sağlık otoriteleri olmak üzere, devlet yönetimlerinin tüm kademeleri ve toplumun bu salgına karşı mücadelesinde herkesin farklı bir rolü bulunuyor.

İsveç Gündemi olarak elbette en başta İsveç'te olan bitenleri takip edip, mümkün olabildiğince İsveç'te yaşayan toplumumuzu bilgilendirmeye çalışıyoruz. Bu salgının hızına ne kadar yetiştiğimiz, verileri ne kadar hızlı sunduğumuz tartışılabilir ancak tüm samimiyetimizle olan biteni mümkün olan en hızlı şekilde aktarmaya çalıştığımızdan kimsenin şüphesi olmasın. 

Zaman zaman eksiklikleri eleştirdiğimiz, Halk Sağlığı Kurumu çalışmalarını şahsen yetersiz bulan ve eleştiren biri olarak, İsveç'in bu salgını en az kayıpla atlatmasını bekleyen ve temenni eden biriyim.

Ben özellikle bu yazımda şuna dikkat çekmeye çalışacağım.

Salgının başladığı günden bu yana koronavirüsle mücadelede en ön saflarda olan tüm sağlıkçıları gönülden ve tüm kalbimle takdir ediyor ve alkışlıyorum. 

Her işte kısmi aksaklıklar olabilir, üst düzey yöneticiler bazı kararları almakta tereddüt edebilir bu ayrı bir konu. Ancak hastane temizlikçisinden, hemşiresine, güvenlik personelinden doktoruna kadar hepsi hayat kurtarmak için mücadele ederken, bu insanların moralini arttırmak, yanınızdayız demek için toplumda bir takım motive edici çalışmalarda bulunuyor.

Özellikle İsveç'te yaşayan gurbetçilerimizi tüm kalbimle alkışlıyorum. 

Son günlerde haberlerimizde de okuduğunuz üzere İsveç'te restoranı bulunan, gıda hizmet sektöründe olan insanlarımızın sağlık çalışanlarına yaptıkları ikramlarla destek olmaya çalışıyorlar. Bu insani davranışları nedeniyle hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bunun bir dayanışma olduğunu ve ufak jestlerin büyük motivasyon sağladığını herkes bilmelidir.

Tabi biz bu dayanışma ruhunu paylaştığımızda bazı insanlar jest yapan insanlarımıza reklam amaçlı bu işler yapılıyor şeklinde eleştiri getiriyorlar. O eleştirenlere iki çift laf söylemeden geçemeyeceğim.

Merak ediyorum...

Bu yardımların nesi dokunuyor size? 

Neyini eleştiriyorsunuz?

Bizim insanımızın yardım severliğini hangi akılla, hangi hakla küçümseyip reklam kampanyası gibi basite indirgemeye çalışıyorsunuz? 

Çok güzel bir ata sözümüz var "Çok olan maldan, az olan candan" diye. İmkanı olmayan insanlarımızın da duaları ile manevi destek olmaya çalıştığından şüphem yok.

Lütfen yardım eden insanların iyi niyetlerini suistimal etmeyin. İnsanların yaptıkları iyi şeyleri reklammış gibi küçümsemeyin. Yapabiliyorsanız sizlerde bu süreçte elinizi taşın altına koyun, ha yapamıyorsanız, imkanınız yoksa ya da içinizden gelmiyorsa en azından "susun"! Çorbada tuzum olsun diyen insanları alkışlayamıyorsanız en azından basiretsizce eleştirmeyin.

Biz anadolu insanı olarak yardım etmeyi severiz, zor günlerde insani yönümüzü her zaman ön plana çıkarırız. Bu tarihsel olarak böyle olmuştur ve olacaktır.

Hele ki; İsveçliler size parasız bir bardak su vermez diyenleri görünce inanın kızıyorum. 

Evet biz kökleri Türkiye'de olan ama İsveç'te ya da başka bir ülkede yaşayabiliriz, inançlarımız, kültürel anlayışımız farklı olabilir ama bu değerlerimizi, yardım severliğimizi kaldırıp atmamızı gerektirmez. Yaşadığımız yer neresi olursa olsun, orayı güzel kılmak için elimizden geldiğince çabalamalıyız. Dünya güzel insanların kattığı güzellik kadar güzeldir.

Bugün İsveç'te iki milyon kadar yabancı var. Bu insanlar farklı kültürlere, farklı inançlara, farklı dillere ve farklı siyasi görüşlere sahiptirler. Tüm bu farklılıkları İsveç ülke olarak kabul ediyor ve tüm sosyal yaşam imkanlarından hepsini faydalandırıyor.

Diyeceğim o ki: 

Bugün farklılıklar üzerinden tartışma günü değil!

Bugün şucu bucu diye birbirimizin yakasından çekiştirme günü değil!

Bugün ayrışma günü değil!

Bugün insanlığın kazanması için tüm farklılıklarımızla bir olma günüdür...

Unutmayın!

Bu bela öyle ya da böyle ortadan kalkar ve inanın geriye güzel insanların yaptıkları iyilikler, insanlıklar kalır.

Kalın sağlıcakla...